Sadece araçların kullanım ömrünün sonunu değil, aynı zamanda üretim ve tasarım aşamalarını da kökten değiştirmeyi hedefleyen düzenleme, milyonlarca aracı bir anda hurda statüsüne düşürebilir.
Yeni ELV düzenlemesi, araçlarda kullanılan malzemelerin geri dönüştürülebilirliğini artırmayı, tehlikeli maddelerin kullanımını minimuma indirmeyi ve araçların söküm, geri kazanım süreçlerini daha çevreci hale getirmeyi amaçlıyor. Bu kapsamda, üreticilere araç tasarımı ve malzeme seçimi konusunda daha sıkı yükümlülükler getirilecek.
Türkiye’de trafikte bulunan yaklaşık 27 milyon araç içinde, özellikle eski model ve çevre normlarına uymayan milyonlarca aracın yeni düzenlemeyle birlikte hurda statüsüne düşmesi bekleniyor. Düzenlemenin AB iç pazarında satış yapacak araçlar için zorunlu olması, Türkiye gibi AB ile yakın ticari ilişkisi olan ülkelerde de dolaylı etkiler yaratacak.
Otomotiv üreticileri, distribütörler ve sektör temsilcileri, ELV düzenlemesinin Türkiye’ye olası etkileri konusunda uyarılarını artırmaya başladı. Üretim süreçlerinde köklü değişiklikler gerektiren düzenleme, hem maliyetleri artıracak hem de araç ithalat ve ihracatında ciddi kısıtlamalara yol açabilecek.
Düzenlemenin hayata geçmesi halinde, Türkiye'deki ikinci el araç piyasasında ciddi bir daralma yaşanması bekleniyor. Mevcut araçların AB standartlarına uygun hale getirilmesi ise çoğu zaman mümkün olmayacak.
Sektör uzmanları, Türkiye'nin hem otomotiv sanayiini hem de araç sahiplerini korumak adına şimdiden önlem alması gerektiğini belirtiyor. Özellikle geri dönüşüm altyapısının geliştirilmesi, teşvik mekanizmalarının oluşturulması ve yeni üretim standartlarına hızlı uyum sağlanması, krizin etkilerini azaltmak için atılması gereken adımlar arasında gösteriliyor.