19 Mart sabahı gözaltına alınan İmamoğlu ve beraberindeki 91 kişinin savcılık ve hakimlikteki ifadeleri tamamlandı. Savcılık, İmamoğlu'nun "silahlı terör örgütüne yardım etme", "suç örgütü kurma", "ihaleye fesat karıştırma" ve "rüşvet almak" suçlamalarıyla tutuklanmasını talep etti.
Hakimlik sorgusu 07.38'de tamamlanan İmamoğlu, savunmasında, "Bu iftiralar milletimizin bağrındaki duvarlara çarpıp geri dönecektir" dedi. Nöbetçi sulh ceza hakimliği, İmamoğlu'nun tutuklanmasına karar verdi.
İmamoğlu'nun tutuklanması, Türkiye genelinde geniş çaplı protestolara yol açtı. İstanbul, İzmir ve Ankara başta olmak üzere birçok şehirde binlerce kişi sokaklara döküldü. Polis ile göstericiler arasında çatışmalar yaşandı ve yüzlerce kişi gözaltına alındı. Muhalefet partileri ve sivil toplum kuruluşları, İmamoğlu'nun tutuklanmasını siyasi bir hamle olarak nitelendirerek tepki gösterdi.
Uluslararası toplum ise gelişmeleri yakından takip ediyor. Birleşmiş Milletler ve Amerika Birleşik Devletleri'nden gelen tepkiler sınırlı kalırken, Avrupa liderleri de Erdoğan'a yönelik eleştirilerinde temkinli davrandı. Bu durum, Türkiye'deki demokratik değerlere yönelik endişeleri artırdı.
İmamoğlu'nun tutuklanması, Türkiye'nin siyasi ve ekonomik istikrarını olumsuz etkiledi. Türk varlıklarında büyük çaplı satışlar yaşandı ve Merkez Bankası, Türk lirasını savunmak zorunda kaldı. Protestoların devam etmesi ve muhalefetin İmamoğlu'nu cumhurbaşkanı adayı olarak desteklemeyi sürdürmesi, önümüzdeki dönemde siyasi gerilimin artabileceğini gösteriyor.