Son olarak şehre yapılması planlanan arıtma tesisine yönelik engellemeler, kamuoyunda büyük tepkiye yol açtı. Uzmanlara göre bu tesisin geciktirilmesi, Boğazköy Barajı’nın doğaya ve insan sağlığına verdiği zararı daha da artıracak.
"Zehirlenmeye Göz Yummaktır"
Arıtma tesisine karşı çıkmanın, Boğazköy Barajı’ndan yayılan zehirli atıkların yayılmasına göz yummakla eşdeğer olduğunu vurgulayan çevre savunucuları, bu kararın sadece balıkları ve kuşları değil, insan sağlığını da doğrudan tehdit ettiğini söylüyor. Kamuoyunda bu tavır "vicdansızlık" olarak nitelendirilirken, söz konusu engellemelerin ardında siyasi çekişmeler ve kıskançlıkların yattığı iddia ediliyor.
"İnegöl Hizmetten Mahrum Bırakılıyor"
İnegöl gibi yüksek potansiyele sahip bir şehrin, AKP iktidarında adeta kaderine terk edildiği ifade ediliyor. 23 yılda kente kazandırılan somut ve kalıcı hizmetlerin neredeyse yok denecek kadar az olduğu öne sürülüyor. Şehirde mimari bir şehirleşme vizyonunun bulunmadığı, altyapı çalışmalarının yetersiz olduğu ve depreme hazırlık gibi hayati projelerin gündeme dahi gelmediği belirtiliyor. Devletin üstlenmesi gereken yüklerin özel sektöre ve bireylere devredildiği, belediyelerin ise bu alanda sınıfta kaldığı vurgulanıyor.
Ekonomik Kriz Derinleşiyor
Sadece İnegöl değil, Türkiye genelinde de tablo karanlık. Esnafın siftah yapamadan dükkân kapattığı, şirketlerin iflasla boğuştuğu, kiraların ve temel ihtiyaçların halkı ezdiği bir dönemdeyiz. Gençlerin umutsuzlukla ülkeyi terk etmeye yöneldiği, emeklilerin ise yaşam mücadelesi verdiği bir atmosferde iktidarın “dış mihrak” söylemlerine sarılması, tepkilere neden oluyor.
Dış Politikada Skandal Sözler
AKP’nin dış politikasına da sert eleştiriler yöneltiliyor. ABD eski Başkanı Donald Trump’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a yönelik "Ortadoğu’nun fatihi" benzetmesi ve İsrail ile olan ilişkilerdeki tutumu, kamuoyunda "sahte methiyelerle iç siyasete malzeme çıkarma çabası" olarak görülüyor. Bu övgüler karşısında Erdoğan’ın sessiz kalması ise dikkat çekiyor.
"Yolsuzluğu Sorgulayanlar Cezaevinde"
AKP iktidarının yolsuzlukla mücadele değil, yolsuzluğu meşrulaştırma yönünde adımlar attığı iddia ediliyor. Gerçekten bağımsız bir yargının oluşması halinde, iktidarın yüzleşmesi gereken çok sayıda usulsüzlük ve rant ilişkisi bulunduğu ifade ediliyor. Sayıştay raporlarının da yıllardır bu usulsüzlükleri belgelendirdiği hatırlatılıyor.
"Hesap Sorulacak Gün Yakındır"
Halkın tüm bu olanların farkında olduğu ve ilk sandıkta hesap sormaya hazırlandığı mesajı veriliyor. Muhalefeti hedef alarak yolsuzlukları örtbas etmeye çalışan iktidarın, halk nezdinde güven kaybettiği açıkça görülüyor. "Gerçek adaletin bir gün mutlaka tecelli edeceğine inanıyoruz" diyen yurttaşlar, hem mahkemelerde hem de halkın vicdanında bir yargılamanın kaçınılmaz olduğuna dikkat çekiyor.